28 Şubat 2011 Pazartesi

Wimbledon Açık

Ulan bu "açık ofis" kavramını ortaya atanın yedi ceddi açık ofisten kurtulamasın. Her kim ki bu açık ofisin daha verimli çalışmaya sevk ettiğini söylüyorsa en hafif tabirle halt ediyor arkadaş.
Bütün bina bu mantıkta dizayn edilmiş çalışma alanlarından oluşuyor. Müdür dahi aynı oda içerisinde tefrişat ile özelleştirilmiş bir köşede görev yapıyor. Birincisi zaten müdür ile göz göze çalışmanın verdiği sıkıntı var. İkincisi ise on tane birbirinden bağımsız adamla aynı ortamda iş yapmaya çalışmak. İki tane inşaat mühendisi, bir tane jeolog, bir tane memur, bir tane müdür, bir tane yazıcı, bir de ayakta gezen ve boş bulduğu bilgisayara çöküp facebook hesabına sign in yapan şoför. Birisi telsizle avazı çıktığı kadar bağırarak konuşurken, diğeri telefonda dert anlatmaya çalışır. O sırada beriki youtube'dan video izlemekle meşgûlken, öteki misafirlerine kahve ısmarlamış dedikodu yapıyordur. Gelsin kim iddia ediyorsa çalışsın bu açık ofiste. Bırak çalışmayı, rahat rahat bloguna yazı yazıp, birşeyler okumak bile mucize. Binaya baksan, şekil şemal tamam. Makyaj güzel, ofis mobilyaları, bilgisayarlar falan eksiksiz. Helaya giden bayanı izleyen erkek sayısı tarifsiz.
Vay ulan modern dünya. Aklı sıra ofisleri açık yaparak rüşveti engelleyecek, gizli kapaklı görüşmelerin önüne geçecek. Senin mantığına Kayserili mantı ustası Hatice Ana ossursun!

1 yorum:

Adsız dedi ki...

kaçık ofis...