18 Şubat 2011 Cuma

Boş Beleş Yazı

Engin Ardıç tarzı bir başlık oldu ama idare et. Lafı açılmışken bi küfür sallayabilirsin şişedibi liberale. Gerçekten de son birkaç gündür, belki de uzun zamandır günlerimi tanımlayacak en isabetli kelimelerden birisi "boş beleş".
İşyerinde hep boş beleş işler. Mimar olarak öyle bir birimde görev yapıyorum ki, görevim yapmak değil, yıkmak. Bundan hunharca zevk alan mesai arkadaşlarım var. Başkalarının yaptıklarını yıkıyoruz (destroy, but not washing). Bitirmek için saatleri saydığımız şu haftada, Adana'nın sembol yapılarından birini ortadan kaldırdık. Çirkin mirkin, fakat sembol diyorum. Çocukluğumuzun köprüsü artık yok. Elveda Atilla Altıkat (Atilla Zeminkat özneli duyarsız espri de yaptım hatta). Müdürümle birlikte benim sicil raporumu doldurduk. Çok çalışkan, kararlı ve başarılı bir personel olduğumu düşündüğünü öğrendim. Bir de kendi kendime not versem neler olurdu oysa.
Ev desen farksız. Benim maçlarım ile hanımın dizileri arasında kıyasıya rekabet ligin son haftasına kadar devam edecek gibi görünüyor. Bonus ise bizim ufak prenses. Ayakları üzerinde durmaya başladığından bu yana evin içinde bir Tazmanya Canavarı etkisi hakim. Mutfağa bile çaktırmadan giriyoruz. Mutfak dedim de, geçen sene Çorum'dan gelen dışı çikolata kaplı leblebi poşeti ile, geçen ay Çorum'dan gelen dışı çikolata kaplı leblebi poşetini çöpe attım. Bu kararı vermemde geçen seneden beri miktarında azalma olmayan dışı çikolata kaplı leblebiler önemli ol oynadı. Sanırım bir ömür boyu da canım bunlardan yemek istemeyecek. Klasik beyaz olsa belki rakı ile.
Favori bahis kuponum üç maça beraberlik şeklindedir genelde. Dün akşamki uefa maçlarında sayıyı beşe çıkartarak heyecanı arttırmak istedim. Bu kez de üç beraberlikte kalarak, hüsran arşivime bir kupon daha eklemiş oldum.
Kuzey cepheli bir ofiste çalıştığım güneşli bir şubat cumasında ise öğle arası meşhur bir pizzacıdayım. Yemek için değil. Şehirdeki yeni şubesinin inşaatını üstlenmek adına ön görüşme.
Şöyle aşağıdan yukarıya tekrar baktım da, harbiden yaptıklarım da yazı da çok boş beleş lan.

4 yorum:

mies dedi ki...

hazır girişmişken kocavezir işhanı mıdır nedir, o zıkkımı da bir yıkıverseydin keşke. eskiden ne güzel bir pazar olurdu orada, sabit. gün boyu yaşardı. şimdi utanç kaynağı bir bina var, yıkılırsa sana üç kırmızı. soğuğundan.

4numara dedi ki...

ilk 3'ümde orası var zaten. ucube lafını tayyip kullanmasa tescil ettirecektim ama neyse. bu arada 3 kırmızıya dağları delerim o ayrı.

mies dedi ki...

iskoçya'ya gidip talisker tadım şenliklerine katılsam, cila niyetine yine kırmızı arayacak kadar arsız bir adamım fakat şu kocavezir'i yok etmek daha önemli. çocukluğumun bir kısmı var benim o güzel pazarda, dedemin tepside adana kebabı ısmarlaması var.

4numara dedi ki...

anıların sürekli temel olduğu vicdansız betonarme. bu kadar kişinin ahını aynı anda alabilen terbiyesiz geometri. bir de pembe kağıtlı kebap tepsisi.