28 Aralık 2010 Salı

Köselem Sultan

Bir süredir devlet memurluğu ile haşır neşir olduğum için, giyim şeklini de buna göre ayarlama mecburiyeti doğuyor zaman zaman. Genelde beğenilerim ve daha önce çalıştığım işyerlerinin bu beğeniye karşı durmaması sonucu rahat kıyafetler tercih etmiş ve gardrobumu bu tarz şeylerle doldurmuşum. İyi de etmişim. Kargo pantolonumu giyer, taşlanmış sweatshirt'ümü çeker altına da botlarımı giydim mi tamamdır, şantiyeye giderim derken bu memurluk musallat oldu. 8-10 aydır çaktırmadan aynı şekilde devam etmeye çalışıyorum. Yani pantolon giyiyorum ama yanlar cepsiz, sweat giyiyorum ama düz renk, ayakkabı giyiyorum ama lastik taban falan derken bu zamana geldik. Ama şu toplanmamız gereken zamanlarda kabak çiçeği gibi ortaya çıkıyorum arkadaş. Benimle birlikte başlayan arkadaşlar sanki bir an önce başlasak da takım elbiseleri çeksek, ucu sivri kösele ayakkabılarla koridorlarda tak tak tak dolaşsak diye ölürmüş meğer. Dün birisinden bir parselle ilgili bilgi almam gerekti, yanına uğradım. Bana göz aşinalığı var, selamlaştık, derdimi anlattım, adam yardımcı oldu ama tereddütlü şekilde sordu : "Sen personelsin değil mi?" "Evet tabi" diye yanıtladım. "Yani böyle sivil görünce birden" falan diye geveledi. Arkadaş sana ne yahu. Sivilsem sana mı sivilim. Herkes grilere, lacivertlere, siyahlara bürünmüş, rugan ayakkabılar, uzun paltolar Kenan İmirzalıoğlu gibi dolaşıyor binada. Hay kalıbınızı skeyim ya.
Bu minvalde öğle aralarını değerlendiriyorum. Kendimi belli bir hizaya getirdim. Öyle ki kendi kendime kravat takabileceğimi ama ceket için daha zaman olduğunu falan söyler oldum. Vitrinleri dolaşıyorum, bakıyorum, deniyorum. Bakıyorum da kardeşim bu piyasa, bu mağazalar zinciri, bu Türk tekstil sektörünün geldiği nokta, bu çeşitlilik seçim yapmak gibi bir şans bırakmıyor insana. Birisi diyor ki, palto, takım elbise, gömlek, kravat, ayakkabı, ayrıca ceket, ayrıca pantolon, triko, kemer, atkı set yaptık fiyatı şu kadar. Öteki diyor ki bizde ceket, pantolon, gömlek, kravat bu kadar. Diğeri diyor ki git onlardan al abi, iyi fiyat vermişler. Ceketi giyiyorum, soruyorum ne kadar? Etiket fiyatı 600 tl ama 180'e düştü. Kaban giyiyorum Neo gibi oluyorum. Ne kadar? 550 ama 200' e düştü. Gömlek? 79 ama 29'a düştü. Ayakkabı? Takım alırsan hediye. Bu şartlar altında eli boş dönüyorum genellikle. Ben hanginize inanayım arkadaş. Neyi alıp giyeceğimi şaşırdım. Tam beğendim gibi oluyor, arkadaş diyor ki o marka yaramaz bende gömleği vardı, götü başı ayrı oynuyordu. Tam beğeniyorum hanım diyor ki bu ceket sana yakışmadı. Gözüme kestiriyorum, bunun numarası kalmadı. Giyiyorum bi boka benzemiyor, satıcı kimsede böyle durmadı diyor. Hadi ordan lan!
Arkadaş beni sarı kapşonlu sweatim ile başbaşa bırakın ya. Asker yeşili kargo pantolonumu verin bana. Zavallı dolapta duruyor kaç aydır. Cumartesi-pazar günlerinin resmi kıyafeti olmuş kot pantolonumu verin. Siyah Puma'm beni bekler. Kravatın kalını da incesi de senin olsun yahu. Giymeden bıktım tek alt pantolonmuş, kadife tek ceketmiş, kaşe kabanmış. Hay o kösele ayakkabının burnu gözüne girsin be. Offfff. Daraldım ınısınınımınıkym.

Hiç yorum yok: