3 Aralık 2010 Cuma

Hayatın Anlamı

Hemen buldum sanma lan. Başka bişeyden bahsedecem. Genelde günlük ve hatta anlık yaşamaya çalışan, olmadı düşünen bir yapıda olduğumu söyleyebilirim. Günlük aşılması gereken sorunlar, halledilmesi gereken ıvır-zıvırlara inanılmaz derecede konsantre olabilme becerim var. Eti puf ambalajı ile sinek yakalamaya çalıştığım zamanlar beynime hızlı bir format atıp, ne var ne yoksa siler, yapmam gereken şeye odaklanırım. O sinek yakalanacak ve saatlerce o ilkel telefon olarak kullandığımız kutunun içerisinde ölüme terkedilecek. Hayvanseverlik varsa içimde barındıramam o süreçte. Unuturum benliğimi. Şimdi Lucky Number Slevin iniyor bilgisayarıma. Hislerim tarifsiz. Sanki elimle tutup çekiyorum. İki elim de meşgûl. Birisi elini uzatsa toka yapamam. Bu bitmeden kimseyle tokalaşamam. Kısa vadede bugün Mersin'e yollanıyorum. Haftasonu Noyfert'i alıp gelmem lâzım bir alttaki post gereği. Kıyamet kopsa Mersin'e giderim. Kurtlu peynir gibi de hareketli olurum gidip gelene kadar. Geçecek olan 48 saatten ne hatırladın derlerse ileriki günlerde, "Noyfert" derim esas duruşta tümgenerali selamlayan asker gibi.
Hâl böyle olunca, kendi başıma kolaylaştırdığımı düşündüğüm hayatım, diğer insanoğulları ile kesiştiğinde asenkronizasyon sorunu kaçınılmaz olmakta. Dün aldığım bir habere göre 28 Ocak tarihinde misafirim varmış. Takvimde o tarihe ait yıl 2011 olarak görünüyor. Benim bu haberi almış olmam, karşı taraf için ne kadar büyük bir adımsa benim için en fazla 1 Neill Armstrong adımıdır. Bugünümü değiştirmeyen hiçbirşeye gerçek anlamda bağlılık göstermemin imkânı yok evet. 27 Ocak tarihine kadar annemin tabiriyle "aladağdan serin" olurum. 27 Ocak'ta paniğin allahını yaparım. Ama 2 ay rahat, gevşek, umursamaz. Uzun vadeli planları belli periyotlarda dilatasyon ile ayırırım. 3 günden uzun plan olmaz. Yaparsan şayet, 3 gün öncesinde tekrar plan yapmaya başlarsın çünkü. Yaptıkların da bir tarafına girer. Kodumun filmi in artık.

Hiç yorum yok: