19 Ağustos 2010 Perşembe

Suuuuu...


Yine müthiş bir enerjisizlik hakim üzerimde. Ağzımdaki sakızı sırf çenemi indirip kaldırmaya üşendiğim için bir kenara bıraktım. Muhtemelen bıraktığım kenarda birkaç hafta geçirecektir çöpe gitmeden önce. Öyle ki yediğim ayçekirdeğini terk etme sebebim sadece ve sadece kolumu indirip kaldırmaktan yorulmak. Dilim tuzdan yara da olsa boğazım kupkuru da olsa bırakmadığım ayçekirdeğini kolum yorulunca bırakmamın sebebi tam şu anda beni esir almış olan enerjisizlik hali. Öyle bir köleyim ki bu esarete karşı herhangi bir direncim yok. Aklımdan bu köle tacirine isyan fikri de geçmiyor. Sadece zamanın akıp gitmesini istiyorum bir an önce. Nereye doğru bilmiyorum.
Ofiste her 3 günde 1 çay ya da nescafe içerim. Dolayısıyla her 3 günde 1 dibindeki artığı küflenmiş bardak yıkarım. Oysa nescafeye bayılırım. Susadığım halde su şişemi doldurup masama geri dönmek benim için verilecek çok cesur bir karardır. Penceremden koridordaki tuvaletin kapısı göründüğü halde saat 12'ye dek çişimi tutarım. En sevmediğim ofis arkadaşı tipi, beni masamdan kaldırıp kendi ekranında komik olduğunu düşündüğü bir şeyleri göstermek için çırpınandır. En yakın arkadaşım ya da en iyi anlaştığım insan yanımda olup, en az konuşan ve en az konuşturandır. Göz ile iletişimi severim.
Akşam yemeğini bir kebapçıda, tatlıyı başka bir tatlıcıda, çayı öteki kafede, birayı beriki barda içmek isterim. Gerçi birayı sadece tek bir yerde içmek isterim. Neresi olduğunu uzun anlatırım bir ara. Arabayla 10 km. yol yapmak sonra vazgeçip geri dönmek ve diğer alternatife yönelmek için yeterince sabrım vardır. Aksi gibi bunun zaman veya para kaybı olduğu düşüncesi hiçbir zaman oluşmaz. Para ile aram yeterince uzaktır. Bunda online internet şubelerinin ne kadar etkisi olduğu konusuna değinmiyorum. Para ile arası uzak insanlarla iyi geçinirim. Para kazanma yollarını iyi bilirim. Ama bu yolda çabalamak işime gelmez. Klişelerden hiç hoşlanmam. Ritüelleri sevmem. "Lazım" lardan nefret ederim. Türk toplumunun para harcatan, pişkin örflerinden iğrenirim. Resmin başlıkla ve başlığın yazıyla alakasını tartmaya kalkandan hazzetmem. Giriş-gelişme-sonuç klasik gelir. O yüzden bu post burda biter.

Hiç yorum yok: