24 Ağustos 2010 Salı

Kerebiç


Ekşisözlükte kerebiç hakkındaki yorumları okudum. Bu yorumlara göre ya ben hayvanım, ya da kerebiç yemedim. Yorumların yüzde 99'u bu tatlının çok ağır, kalori deposu ve tehlikeli olduğu yönünde. Kaymağını yiyenin ağzını su hortumuna dayadığı falan söyleniyor. Lan ben bu tatlıyı, ramazanda yemeğin üstüne yenen, fazla ağır olmadığı için künefeye, baklavaya bir alternatif olduğu için yiyorum yıllardır. Köpüğü de son derece hafif kaymak değil ki bu. Traş köpüğü kıvamında ve özkütle olarak traş köpüğüne yakın. Öyle şeker deposu da değil, hafif kekremsi bir acılık var. Tatlı mantık olarak içli köfteyi andırıyor. Dışındaki harç irmikten yapılıyor. Kumlu dış cephe sıvasına benziyor dokusu ve yoğunluğu. İçinde de bildiğin antep fıstığı. İmalatçının tercihine göre ya tüm tüm ya da dövülmüş şekilde. Ben dövülmüş olanını tercih ediyorum. Hoş bu durumda fıstığın içerisindeki bezelye oranı hakkında pek fikir sahibi olamıyorsunuz ama daha homojen bir lokmayı garanti ediyor. Köpük üzerinde tarçın olmazsa olmazlardan. Düşünsene irmik, antep fıstığı, köpük, tarçın. Mükemmel bir lezzet. Zaten yediğin lokmanın rahat 5'te 1'i ağzında dişlerinin arasında kalıyor, temizlenmesi uzun zaman aldığı için o tarçınlı aroma uzun süre damağında. Şerbet yok şire yok. 2 dilim baklava ya da 1 dilim künefe bunun 10 katı ağırlığında valla. Neyse ben yemeye devam ediyorum. Ağır diyenler halt etmiş afedersin.

Hiç yorum yok: