18 Ağustos 2010 Çarşamba

Memnun Kaygısız ve Gaudi


Yaratıcılık kaygısı olmadan yaşamaya imrenmeye başladım. Bu istek zaman zaman mı geliyor yoksa artık ben böyle miyim bilemiyorum. Hatta bu durumun adına "istek" demek bile çelişki esasında. Sanki uzayda herhangi bir gezegenin yörüngesinde bile olmadan öyle asılı vaziyette durma isteği. Yani hiçbirşey yapmamak. Ama hiçbirşey yapmamak bile parayla anasını satim. Nasıl bir dünya lan bu? Geldiği son nokta hiç hoşuma gitmiyor bu ekseni yatık kürenin. Hiç benim özlediğim noktada değil. Aslında bakıyorum da genel anlamda pek kimsenin istediği noktada değilmiş gibi geliyor. Peki kim memnun bu halden? Her pazartesi tüm dünyanın sabah mesaisine başlaması kimin hoşuna gidiyor acaba? Ya da artık sayısı iki basamaklı olarak ifade edilen faturaları her ay düzenli olarak ödemek kimlere sevimli geliyor? Ben kolumu kaldıracak hevesi bulamazken, insanlık bu enerjiyi nereden buluyor ve neden sarfediyor?
"Azıcık aşım ağrısız başım" lafını da sevmiyorum, "karnımız doydu çok şükür başımı sokacak evimiz de var, daha ne olsun" diyeni de sevmiyorum, tüketim hırslılarını da üretim hırsızlarını da sevmiyorum. Nerede olduğumu, nerede duracağımı ve kime ait olduğumu da kestiremiyorum. Çok ihtiyaç hissetmedikçe duyu organlarımı bile çalıştırmak istemiyorum.
Şehrin mimari yapısı üzerine nefretimizi kusuyoruz bir süredir bir meslektaşımla. Bu alanda hizmet vermediğimiz için ağzımızın ayarı pek yok. Kulağımız duyuyor olsa da çıkanları, torba değil ki diyerek büzmüyoruz ağzımızı. Niyetimiz deneysel bir çalışma yapmak. Şehrin merkezinde somut bir arsa üzerinde, gerçekleştirebilme ihtimalini gözönünde bulundurarak, -fakat diğerlerine dayatılan başka birtakım kriterleri umursamadan- bir bina tasarlamayı planlıyoruz. Seçtiğimiz arsanın, çizimleri elimde olmasına rağmen arkadaşıma tarafımdan iletilmesi yaklaşık 2 hafta zaman alıyor. Umarım tasarım bu süre ile doğru orantılı olmaz. İstikrarlı biçimde Gaudi'nin şantiye sürecine doğru yol alırız yoksa. Bittiğinde planları ve fotoğrafları burada paylaşmayı umuyorum. Kızma birader gönderdik işte arsayı. Şu ramazan bi bitsin başlarız eskiz çalışmalarına.
Not: Şantiyenin başlangıcı 1882. O zaman kule vinç olsaydı ya.

Hiç yorum yok: