28 Mart 2011 Pazartesi

Fırsatçı

Artık bloglar mı açıldı yoksa benim bilgisayar insafa mı geldi bilemez oldum. Bildiğim şey şu ki hazır açıkken girip, iki lakırdı etmek istiyorum. Bir sabah geliyorum açık, bir sabah kapalı, bazen yarı açık. Beynimi limitlerine kadar zorlayan çok bilinmeyenli bir denkleme dönüşmeye başlayınca bir süredir açmamaya karar vermiştim. Acep diyorum bu bloglar olmadan önce biz sene 2000'den bu yana internette ne okuyorduk. Mesaide ciddi bir boşluk oluşturmuştu blogların yokluğu. Öyle ki bu süre içerisinde kendimi işe verdim diyebilirim. Tuhaf tuhaf sektörlerden tuhaf tuhaf iş tekliflerini aynı anda almaya başladım. Meğer bu bloglar ayaklarımıza vurulmuş birer prangaymış a dostlar. Kimileri yarın bloguma şunu yazsam diye düşünürken, kimileri de acep şu adam bugün bloguna ne yazdı diye düşünüyormuş. Aynı anda iki şeyi düşünme kapasitesi sınırlı olan ademoğlu da bu sebepten başka şeyleri düşünemez oluyormuş. Desem de inanma amına koyim ne alakası var.
Şimdi burası çok karışık. O yüzden kısa kesiyorum. Açık görünce dayanamadım yazdım. Tam 3 kişi telefonda konuşuyor. 2 kişi de umreden gelmiş bir adamı ağırlıyorlar maceralarını dinliyorlar. Kafatasım normal ısısının üstüne çıkmaya başladı gidip lavabonun altına sokup soğutmam lâzım.
Hadi gittim şimdilik...

Hiç yorum yok: