18 Temmuz 2011 Pazartesi

Kürkçü Dükkânı

"Dön dolaş, yine bana gel" diyordu Adana, ben giderken. Bırakırken böyle değildi de geldiğimde daha bir Adana gibi olmuştu. Kravatı falan çıkarmış atmış, kendi gibi asabi, kendi gibi sıcak, kendi gibi küfürbaz.
Üç-beş kulaç, bir-iki kadeh alkol, beş-altıyüz km. yol...Biraz deniz, biraz havuz, biraz bira...Antik tiyatro, Anamur muzu, gazetesiz sabahlar...
Birinci viteste rampalar, ağustos böcekleri, çam ağaçları...Uyku, yemek, uyku...Yine yemek...Biraz daha tatlı?, yemek yemeden hayatta bırakmam, akşama ne yemek yapalım?...
Bitti ve döndük...

Hiç yorum yok: